harut ve marut
Harut ve Marut, İslam mitolojisinde ve Kur’an’da adı geçen iki melek figürüdür. Bu iki melek, çeşitli kaynaklarda farklı şekillerde anlatılmaktadır:
Köken ve mitolojik bağlantı
Harut ve Marut, Pers mitolojisindeki Hurdad (Hordad) ve Murdad (Amurdad) isimleri ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Hurdad ve Murdad, Pers dini Zerdüştlük’te Ahura Mazda’nın altı yardımcı komutanından ikisi olarak yer almaktadır. Buna göre Harut ve Marut, Zerdüştlükteki bu tanrısal figürlerin İslami geleneğe geçmiş hali olabilir.
Bazı kaynaklarda ise Harut ve Marut’un, Babil’in düşmüş melekleri olarak da anıldığı belirtilir. Efsaneye göre, melekler insanların günahlarını görünce onları kınar, bunun üzerine Allah “Siz onların yerinde olsanız aynısını yapardınız” der ve Harut ile Marut’u Babil’e yargıç olarak gönderir.
Kur’an ve İslami rivayetlerdeki konumu
Kur’an’da Bakara Suresi 102. ayette Harut ve Marut’tan bahsedilir. Ayette, onların insanlara sihir öğrettikleri ve Babil’de bulundukları belirtilir. Ancak ayetteki ifadeler, Harut ve Marut’un melekler olduklarına dair kesin bir bilgi vermez.
İslami kaynaklarda ise Harut ve Marut genellikle iki melek olarak kabul edilir. Bazı rivayetlerde ise onların insan olabileceği de belirtilir. Rivayetlere göre Harut ve Marut, Allah’ın emriyle insanlara çeşitli bilgiler ve sihir öğretmişlerdir. Bir kadının şartlarına uymalarının ardından cezalandırılarak Babil’de baş aşağı asılı bir şekilde kıyamete kadar bekletildikleri anlatılır.
Divan şiirindeki yansımaları
Harut ve Marut, Divan şiirinde de sıklıkla yer almaktadır. Şairler, büyü ve sihirden bahsederken genellikle bu iki meleğe telmihte bulunmuşlardır. Babil’de asılı olduklarına yapılan göndermeler ve onlardan büyü öğrendiklerine dair ifadeler, Divan şiirindeki yaygın kullanımlarındandır.
Sonuç olarak, Harut ve Marut, İslam öncesi Pers ve Babil mitolojilerinden gelen, Kur’an ve İslami rivayetlerde yer alan iki melek figürüdür. Onların meleklik statüsü ve gerçek kimlikleri hakkında ise İslam alimleri arasında farklı görüşler bulunmaktadır. Ancak Divan şiirinde, büyü ve sihrin kaynağı olarak sıklıkla anıldıkları bilinmektedir.